Bugün seçim ve yasaklara uygun yazmak durumundayız… Öncelikle seçimlerin zor günlerden geçen ve belirsizlikler içinde geleceğe doğru yürüyen ülkemize ve milletimize hayırlar getirmesini, yeni ufuklar açmasını diliyorum…
Bu vesileyle bir borcumuzu ödeyelim Konya'daki Ahde Vefa Turan Birliği Sosyal Dayanışma ve Eğitim Derneği'ne… Öncelikle şunu ifade edelim… Milliyetçi camiada sivil toplum kuruluşu oluşturmak ve onu yaşatmak biraz zordur… Hele taşrada biraz daha zordur…
Harun Meral ve arkadaşlarını taşra ölçeğini fazlasıyla aşan bu gayretleriyle ilgili tebrik etmemiz gerekiyor… Dernek, sadece bir yardım kuruluşu değil, sağlıklı nesiller yetiştirmek ve nesiller arasındaki kopukluğa sosyal ve fikrî şifa bulma amacını da taşıyor… Bu anlamda, konferanslar düzenliyor, yurt açıyor, kitaplar bastırıyor, yurt içinden ve dışından kanaat önderi olabilecek misafirler ağırlıyor…
Geçmişte 'kimsesizliği' en iyi yaşayanlar ve onun ne olduğunu bilenler, şimdi başka 'kimsesizler'e yetişmeye çalışıyorlar… Maddi durumları çok iyi olmayan milliyetçi ailelerin çocuklarına her ay düzenli burs veriyorlar… Dört katlı öğrenci misafirhanelerinde dış uyruklu Türk öğrencilere yurt hizmeti sağlıyorlar… Diğer yandan camianın mağdurlarına omuz vermek için gayret ediyorlar…
Ankara'da yaşanan özellikle Telaferli Türkmen kardeşlerimizin problemlerini bu köşeye zaman zaman taşımıştım… Abidinpaşa'daki Türkmenevi yöneticilerimizin kendi ailelerinden ve diğer özel hayatlarından feragat ederek yürüttükleri büyük mücadeleden göz yaşartıcı sonuçlar elde ettiler… Kardeşlerini bu topraklarda yalnız bırakmadılar, barınmadan, sağlığa, eğitimden gıdaya ve kimlik haklarına kadar hep yanlarında oldular, olmaya devam ediyorlar…
Konya'da da Ahde Vefa Turan Birliği Derneği elini taşın altına koymuş durumda… Afganistan'dan, Suriye'den ve Irak'tan gelen mülteciler için kardeşlik hukukunun gereğini yerine getiriyorlar… Gıda ihtiyaçlarından yanlarındalar, barınma ihtiyacında yanlarındalar… Şimdi kış geliyor, kömür için, battaniye için, gecekondu da olsa ev için koşturuyorlar…
Bütün bunlardan daha önemlisi, en büyük eksiğe parmak basıyorlar… Kendi okullarını kurmak için harekete geçtiler… Zaten dershane, etüt merkezi gibi kurumsallaşma çalışmaları yürütülüyordu… Artık hedef büyütülmüş, her ekol, meşrep ve grubun bulunduğu sahada olmamanın verdiği sıkıntıya el koyuyorlar…
Onlar bozkırın ortasında, bir çoban ateşinin ötesinde gayretle nesillerimiz adına mekâna ve zamana mıh çakıyorlar… Ekim ayında Selcan Taşçı'yla birlikte ağırladıkları Macaristan Turan Vakfı Başkanı Andras Biro'yu yolcu ederken dile gelen şu cümle ne de anlamlı değil mi: "Her milletin vaat edilmiş toprakları vardır ve bizim için o topraklar Turan coğrafyasıdır…"
Ve ne güzel bir kavilleşme: "Artık her platformda ve her şartta bu inancımızı yüksek sesle dile getireceğiz… En önemlisi de çocuklarımızı ve dimağları henüz kirlenmemiş genç nesilleri bu şuur çerçevesinde yetiştirmek için sistemli çalışmalar yapacağız…"
Tıpkı Ankara'da olduğu gibi Konya'da da yaşadıkları topraklardaki zulümden kaçıp kardeşlerinin yanına sığınmak mecburiyetinde kalanlar için 'ensar-muhacir dayanışması' bekliyor gönüldaşlarımız… Onlara
Ahde Vefa TURAN BİRLİĞİ Sosyal Yardımlaşma ve Eğitim Derneği
adlı siteden veya (0332) 350 07 08 nolu telefondan ulaşılabilir… Kapılarını çalmak isteyenler için adreslerini de verelim: Sahibiata Mahallesi, Sırçalımedrese Caddesi, K. Şimşek Ap. No: 18/1 Meram, Konya…
Bu kış üşümesin diye kardeşine yetiştirecek kömürü olanlar, hastasına ilacı olanlar, bebeğine sütü olanlar, Allah için sevdiklerinden vermeye niyetli olanlar ve kardeşi açken uyumayanlar için eminliklerinden emin olduğumuz bir adres burası…
Seçimler de gelip gidecek, seçenler de, seçilenler de… Herşeyden önemli olanlar 'kalıcı' olanlar… Bu anlamda Ahde Vefa Turan Birliği Derneği 'kalıcı' olana talip… Toprağa, zamana ve nesle… Allah yardımcıları olsun…
Servet AVCI
1 Kasım 2015 Pazar, Yeniçağ