Ahde Vefa Turan Birliği Derneği, 400 bin Türkmen’in yaşadığı Irak’ın Telafer şehrinde yayın yapacak olan bir televizyon kanalı, Türkçe eğitim verecek olan okul ve bölgedeki ihtiyaca cevap verecek sağlık kuruluşu için harekete geçti. Konyalılar’ın desteğini bekliyor.
Ahde Vefa Turan Birliği Derneği Genel Başkanı Harun Maral, dernek olarak kuruldukları 2013 yılından bu yana yaptıkları STK faaliyetleri hakkında bilgi verdi. Dertlerinin milli ve manevi değerlerle bezenmiş olan Türk kimliğini korumak ve yüceltmek olduğunu söyleyen Başkan Harun Maral, bu amaç doğrultusunda ayni ve nakdi yardımların yanında doğrudan insanın hayatının tamamına etki edecek çalışmalara da imza attıklarını söyledi. Maral, Irak’ın Telafer bölgesinde Türkçe eğitim verecek olan okul, yerel ve Türkçe yayın yapacak olan televizyon kanalı ve bölgenin en önemli ihtiyacı olan sağlık ocağı için kendilerine vazife çıkardıklarını; bağışçıların desteğiyle bu bölgedeki ihtiyaçları karşılamak için gayret ettiklerini söyledi.
‘MAYAMIZ TUTTU, KAR TOPU MİSALİ BÜYÜDÜK’
Ahde Vefa Turan Birliği Derneği’nin 2013 yılında Konya’da birkaç Türk milliyetçisinin, siyasi taassup içinde olmayan, dünyadaki Türk varlığına hassasiyet taşıyan birkaç kişinin öncülüğünde kurulduğunu söyleyen Ahde Vefa Turan Birliği Derneği Genel Başkanı Harun Maral, “Ben acizane bu derneğin başkanlığını yapıyorum. Derneğimiz 7-8 yıldır aktif bir şekilde çalışmalar yürütüyor. Bu zaman diliminde dernek, kar topu misali büyüdü, tabir yerindeyse maya tuttu. Yurtdışı faaliyetleri de bulunan bir dernek haline geldi. Derneğimizin amacı, kalabalıklaşan toplumlar içerisinde yalnızlaşan insanlarımızı milli ve manevi değerler etrafında tekrar toplumun bir parçası haline getirebilmek. Kalabalığın içinde yalnızlığı yaşayan bireyler olmaktan kurtarmaktı” dedi.
‘TOPLUM İÇİNDE KAYBOLAN MAĞDURİYETLERİ GİDERİYORUZ’
“Tabi biz bunları konferanslarımızla, seminerlerimizle, kitaplar bastırarak, dergiler yayınlayarak devam ettirirken, ister istemez toplumun derinliklerinde kaybolmuş, kalabalık şehir hayatı içinde var olan mağduriyetler de derneğimize yansımaya başladı” diyen Maral, “Örnek verecek olursak burs ihtiyacı olan bir mağdur soydaş öğrencinin durumu intikal edince, onu inceledik. Ailesinin ciddi manada bir geliri olmadığı için ona destek veremediğini, bu öğrencimizin okuyabilmesi için ufak da olsa bir maddi desteğe ihtiyacı olduğunu gördük. Bu şekilde burslarımız başladı. Veya dar gelirli bir ailenin çocuğunun üniversitede ders aralarında ikinci dersin başlamasını bir kenarda beklemesine göz yumamazdık, bu eşitsizlik bizi üzdü. Bu şekilde bize intikal eden öğrencilere burs vermeye başladık. 175 öğrenciye burs vermeye başladık. Bunun yaklaşık 70 tanesi soydaş öğrencilerimiz. Afganistanlı, Doğu Türkistanlı, Kazakistanlı, Özbekistanlı gibi farklı ülkelerden gelen lisans ya da doktora eğitimi alan öğrencilerden oluşuyor. Ağırlığı Konya’dan olmak üzere Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen, tanıdığımız ve gerçek manada ihtiyaç sahibi olduğuna kani olduğumuz gençlerimizin de eğitimlerine burs vererek destek oluyoruz” ifadelerini kullandı.
‘KONYA GENELİNDE 400 MUHTAÇ AİLENİN HAMİLİĞİNİ YAPIYORUZ’
Dernek olarak ayni ve nakdi yardımlarla muhtaç olanların elinden tuttuklarını söyleyen Maral, “Suriye’deki iç kargaşa sebebiyle Konya’ya gelmiş olan göçmenler sorunuyla karşı karşıya kaldık. Dostlarımız, arkadaşlarımız kendi muhitinde mağduriyet yaşayan, o bölgeden gelirken cebinde getirdiği 300-500 doları ev kirası ve depozito olarak vermiş ve iş bulamamış insanlara ulaştı. Bunlar çok çocuklu aileler. İşe ve aşa ihtiyaçları olduğunu bunlarla teşviki mesai yaptıkça gördük. Doğal olarak ister istemez yardım derneği haline dönüştük. Şimdi Konya genelinde 400 aileye hamilik yapan, kışın kömür yardımı, temel ev eşyası ihtiyaçlarını gideren, sosyal güvencesi olmayanların ilaç ve ameliyat ihtiyaçlarını gideren, diğer göçmenlerin insani ihtiyaçlarını gidermeye gayret eden bir yapıya büründük. Bunu yaparken, belediye ve Kızılay’la da koordineli çalışıyoruz” diye konuştu.
‘10 AĞIR HASTAYI AMELİYAT ETTİRDİK, 3 MUHTAÇ VATANDAŞIMIZI EMEKLİ ETTİK’
Dernek olarak yaptıkları çalışmaların ayni ve nakdi yardımlarla sınırlı olmadığını söyleyen Ahde Vefa Turan Birliği Derneği Başkanı Harun Maral, “Bu arada yaklaşık 10 tane ağır hastayı ameliyat ettirmiş bulunuyoruz. Bizim dernek olarak yaptığımız çalışmalar ayni ve nakdi yardımlarla sınırlı kalmıyor. Sağlık alanında da insanımızın elinden tutmaya çalışıyoruz. Bir dönem çalışmış ve işsiz kalmış, yaşı ilerlemiş, şu an çaresiz, akrabalarının desteğiyle yaşamaya çalışan 3 kişinin prim borçlarını ödeyerek emekli olmalarını sağladık. El açan insan olmaktan kurtardık. Bunlar bizim insani görevlerimiz. Diğer yandan büyük salonlarda dini, milli, tarihi ve siyasi konularda halka açık bilgilendirme konferansları yaptık. Mesela geçenlerde rahmetli olan Hasan Onat Hoca’yı getirdik ve Maturidilik üzerine konferans vermesini sağladık. Buna benzer senede 2-3 büyük salon programları yaptık. Tabi pandemi nedeniyle buna ara vermek zorunda kaldık.
Bütün bunlar devam ederken, daha önce basılmış ama yeni baskısı bulunmayan, dini, milli ve ideolojik konuları içeren kitaplar bastırdık. Denizli’de faaliyet gösteren Yeni Ufuk adı altında yerel bir dergi var. Türkiye genelinde dağıtımı yapılıyor. Biz bunun finansını da karşılıyoruz. Bu şekilde medyaya, milli ve ahlaki çizgide olan, ölçülerini beğendimiz dergilerin yayın hayatını devam ettirmesi için de çalışma yürütüyoruz” dedi.
‘BURS VERENLER AYNI ZAMANDA AĞABEYLİK DE YAPIYOR’
Ahde Vefa Turan Birliği Derneği’nin 400’ün üzerinde üyesi olduğunu, Türkiye’de ve dünya genelinde 5 bine yakın gönüllünün sahiplendiği bir sivil toplum kuruluşu olduklarını söyleyen Maral, “Derneğin bir internet sitesi var. Bu siteden bize intikal eden mağduriyetleri duyuruyoruz. Hemen hemen bütün duyurularımız karşılık buluyor. Bir örnek verecek olursak, burs için kaç öğrencinin başvuru yaptığını, bunlardan kaç tanesine burs verilmesinin uygun bulunduğunu paylaşıyoruz. Paydaşlarımız da birer ikişer öğrencinin eğitim ihtiyacını karşılayacaklarını taahhüt ediyorlar. Ya derneğimizin hesabına aylık düzenli olarak burs ücretini yatırıyorlar, ya da direkt öğrencinin hesap numarasını isteyin, o öğrencinin eğitim hayatı boyunca elinden tutuyorlar. Sonrasında da ikili ilişkiler devam ediyor, burs veren aynı zamanda ağabeylik yapıyor” dedi.
‘EVİNE NE ALDIYSA, KARDEŞ AİLEYE DE AYNISINI ALIYOR’
Mağduriyetler için de kardeş aile programı oluşturduklarını ifade eden Maral, “Evine pazardan bir ürün alıyorsa hayırseverimiz, bizim kendisine iletişim bilgilerini verdiğimiz aileye de aynısını alıyor. Hanımıyla birlikte kendisi götürüp teslim ediyor. Oturup çay içiyor, onu rencide etmeden bu işi yapmış oluyor. Yine mağdurlara ulaştırılması için bağış gönderen Konya’da, Türkiye’de ve Avrupa’da bağışçılarımız var, onlar da bağış yaparak bu sürece destek oluyor. Kurban Bayramı’nda Avrupa’da ya da Türkiye’de yaşadığı çevre kurban kesmeye müsait olmadığı için vekaletle kurban kestirenler var. Ortalama senede 600 civarında kurban hibesi geliyor derneğimize. Biz bunların bir bölümünü Suriye’de, bir bölümünü Afganistan’da, bir bölümünü de Konya’da muhtaçlara dağıtıyoruz. Bu arada adak, akika gibi kurbanlar geliyor. Hemen hemen haftada bir geliyor. Bunları da sıraya koyduğumuz ailelere veriyoruz” dedi.
‘SURİYE’DEKİ ÇOCUKLARI TERÖR ÖRGÜTLERİNİN ŞERRİNDEN KORUYORUZ’
“Biz bunları yaparken yurt dışından da talepler gelmeye başladı” diyen Maral, “Mesela bizden yardım alan bir Suriyeli, derneğimizin varlığını Suriye’deki akrabalarına iletti. Oradan da bize talep geldi. Kilis ve Gaziantep Valilikleri ile irtibata geçerek, Zeytindalı ve Fırat Kalkanı operasyonlarının yapıldığı bölgede yani Türk askerinin hakimiyet kurduğu bölgede iki tane yetimhaneyle ilgileniyoruz. Biri Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın annesinin adını taşıyan Tenzile Ana, diğeri de rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun annesinin ismini taşıyan Fidan Ana yetimhanesi. Kayseri, Ankara ve Konya’dan 3 STK yaklaşık 395 çocuğa hamilik yapıyoruz. Bu çocuklarla ilgilenmezsek, bunlar ya hırsız oluyor, arsız oluyor. Ya da oradaki terör örgütlerinin 200-300 dolar maaşlı askeri haline dönüşüyorlar. Bunun önüne geçmiş oluyoruz yaptığımız çalışmayla. Sosyalleştiriyoruz, Türkiye’ye aşina haline getiriyoruz. Türkçe öğretiyoruz. Bir de sokakta kalmalarını engelliyoruz” ifadelerine yer verdi.
‘SUYU OLMAYAN HER YER AFRİKA’DIR’
Bütün bunları yaparken Afrika’da susuz bölgelere kuyu açılmasından esinlenerek Afganistan’da 50 yıldır devam eden önce iç savaş, sonra El-Kaide terörü, sonra Taliban terörü ve bir de Afganistan devletinin ekonomik olarak zayıflığı, biraz da etnik ayrımcılık nedeniyle hizmet alamayan eski tabirle Güney Türkistan, şimdiki adıyla Kuzey Afganistan bölgesindeki Belh, Faryap gibi şehirlerde Özbek ve Türkmenlerin yaşadığı hattaki köylere su kuyusu açtırdıklarını söyleyen Harun Maral, “Burada suyu olmayan köylere ‘Suyu olmayan her yer Afrika’dır’ parolasıyla Güney Türkistan’da Konya’da üniversiteden mezun olmasına vesile olduğumuz bir arkadaşımız tarafından kurulan dernek aracılığıyla suyu olmayan köylere su kuyusu açıyoruz. Bütün bunlar gönüldaşlarımızın ve bağışçılarımızın duyurularımıza karşılık yaptıkları yardımlarla gerçekleşiyor” dedi.
‘EN ÖNEMLİ GÜNDEMİMİZ TELEVİZYON, OKUL VE SAĞLIK MERKEZİ’
Şu anda gündemlerinde çok önemli bir konu olduğunu söyleyen Harun Maral, “Konya’da ve Türkiye’nin dört bir yanında yaklaşık 4 yıl kaldıktan sonra Iraklı, Telaferli Türkmenler var. Telafer, 400 bin kişilik yüzde 100 Türkmen olan bir şehir. Fakat bu insanlar memleketlerine döndüklerinde DEAŞ’ın yıkıp yaktığı bir şehirle karşılaştılar. Yavaş yavaş yerleşmeye çalışıyorlar. Türkiye’de kalıp burada yardımlarla geçinmek yerine, bu topraklar bizimdir, gidip toprağımıza sahip çıkalım mantığıyla örgütlü bir şekilde geri gittiler. Şimdi onlar, eski bir okul binasının tadilat ve tamiratını yapmışlar. Türkçe eğitim hakları var Irak Anayasası’na göre. Ama alet ve edevatları yok. Bir poliklinik binası hazırlamışlar, ilk tanı için. O binanın her şeyi hazır ama içinin araç ve gereçleri yok. Irak Anayasası’na göre Türkçe yayın yapabilecek bir televizyon kanalı kurabiliyorlar. Bunun için de bir bina hazırlamışlar ama yerel anlamda bir televizyon yayını yapabilmek için alet ve edevatları yok. Bu birimlerin harekete geçebilmesi için Türkiye’nin yardımlarını bekliyorlar. Irak Türkmen Cephesi’nin Telafer İl Başkanlığı Türkiye kamuoyuna böyle bir mektup gönderdi. Biz de tabir caizse durumdan vazife çıkardık. Şu anda gündemimizde Telafer’deki Türkçe eğitim verecek okul, Türkçe yayın yapacak televizyon ve sağlık kuruluşu için çalışma var. Konyalılar’dan destek bekliyoruz. Bu konuda Ahde Vefa Turan Birliği Derneği’nden detaylı bilgi alabilirler” diyerek sözlerini tamamladı.
RASİM ATALAY
Kimliği korumaya çalışıyorlar (konyayenigun.com)